- Planlı mıydı?
- Kız mı istersin, erkek mi?
- Düşük yaptın mı daha önce?
- Nasıl doğuracaksın?
- Kaç kilo aldın?
- Emzirecek misin?
Ee herhalde yani… - Çalışan hamileye: ”Doğurduktan sonra çalışacak mısın?”
Sağ ol ya, yarama tuz bastın gerçekten. - Bebek kime benzesin?
- Normal doğumdan korkuyor musun?
- Seks hayatınız nasıl?
Sana ne! - Hamilelik evliliği bayağı etkiliyor değil mi?
O değil de bu sorular cidden etkiliyor. - Çatlak var mı?
- İlk seferde hemen hamile kaldın mı?
- Doğal mı tüp mü?
- Yardımcın var mı?
Yok.
Aaa tek mi bakacaksın, çok zor ! - Allah kurtarsın!
Nasıl yani? Hapiste miyiz? - Annenin hamileliği nasılmış ?
Sana neeeeeee ???? - Elleyebilir miyim?
- ilk mi?
Efendiiim?
Düşüğün var mı yani? - Kız mı? Olsun üzülme ikinci erkek olur inşallah.
- Ee doğurmadın mı sen hala?
Yok ben tutucam biraz daha karnımda! - Karnı biraz büyük veya kilolu hamilelere: “İkiz mi?”
- İkiz bekleyenlere: “Tüp mü?”
- Şunu yemen doğru mu?
- Umarım doğumun kolay geçer. Ay biliyor musun, benimki çok kötüydü…
Fark eder mi? Yani gerçekten… yapmışız işte öyle ya da böyle. Hayır, planlamamıştık; pat diye hamile kaldım desem ne olacak ki? Bebeğe bakamayacağımızı düşünüp evlatlık mı alacaksın? Bu bilginin kime ne yararı var?
Ben sadece sağlıklı bir çocuk isterim. Hadi kızım olsun istiyorum. Sonra? Hediye almak için soruyorsa birisi, garanti renklerde bir hediye alsın. Mesela üst baş, battaniyeyi beyaz alabilir ki ben bayılırım bebeğin beyaz giymesine. Onun dışında anneye yardımcı, bebekli hayatı kolaylaştıracak bir şeyler de alınabilir. Aslında en güzeli ‘sağlıkla gelsin’ demek. Cinsiyet tercihi de sorulmasın.
Şimdi bu soruya verilecek cevap ‘evet’ olursa her iki taraf için de sarsıcı olur. Düşük yaşamış bir anne adayına o sıkıntılı, bol göz yaşı ile geçirdiği günlerin hatırlatılmasının kimseye yararı yok. Öğrendin de ne oldu ki zaten.
Elbette bazı hamileliklerin henüz başında belirlenmiş olabilir bu. Anne adayı zaten bilir ve kararını vermiştir. Doktorun yönlendirmesiyle de fikirler değişebilir tabi. Ben de normal doğum taraftarı biri olarak, yine de bu tip bir sorunun gereksiz olduğunu ve sezeryan doğumu tercih edenleri yargılayıcı bir yanı olduğunu düşünüyorum.
Bir kadına değil hamileliğinde hayatı boyunca sorulmayacak soruların başında kilosu gelir. Anne adayı isterse zaten söyler. Gerçi hamilelikte alınan kilolar daha kolay açıklanıyor sanki. Yine de sormamak en akıllıcası.
Sütüm olacak ve ben emzirmeme ihtimalini düşüneceğim!?! Olabilir mi böyle bir şey!
Genelde hamileliğin başlarında ‘çalışacağım’ denir. Sonlara doğru, bebeğin tekmeleriyle insan daha bir bağlanır bebeğine. Kararsız kalır, işin içinden çıkamaz. Eğer çalışmak zorundaysa veya bırakmaya göze alamayacağı iyi bir işi varsa içi içini kemirir, hele ki doğumdan sonra. Çember daraldıkça huzursuzlanır, eninde sonunda zor kararı verecektir.
Gözleri Brad Pitt’e, ağzı Johnny Depp’e, kulakları Matt Damon’a… oldu mu? Olmadı tabi. Kime benzeyebilir ki? Anne, baba veya birinci dereceden yakın akrabalara. İnsan genelde çocukları kendine benzesin istermiş. Ben, erkek olduğunu öğrendiğimde ‘dayısına benzesin ama gözlerini dedesinden alsın’ demiştim. Eh öyle de oldu. Dayısına benzer yerleri var gibi, saçı başı gözü ise dedesinin tıpkısının aynısı.
Birisi söyleyene kadar korkmaz kimse. Korku genlerimizde yok ki sonradan öğrenilir. Çocuklarımızdan biliyoruz. Doğum korkusu nedir ya? Kim çıkarmış? Sancıdan mı korkacağız? Canımızın yanmasından mı? Dünyaya bebek getiriyoruz; biraz zahmetli olması doğal ki hiç de öyle korkunç değil. Aksine tarifi imkansız bir deneyim. Muhteşem, insan üstü bir duygu.
Tam meraklı, dedikoducu insan sorusu. Çok yakın bir arkadaşın bile sormaya çekinebileceği bir soruyu merak eder bunlar.
Bu sorunun asıl amacı seks hayatını öğrenmektir çoğu zaman. Doğrudan sormaya utanırlar, sizin açılmanızı ümit ederler.
Şimdi bu soru da ne? Ne yapacaksın? Bir önerin mi var. Ben söyleyeyim. Oluşmuş olan çatlaklar geçmez. Bazı cilt bakım ürünleriyle belki biraz renginin açılması sağlanabilir. Hamileliğin başından itibaren kullanmaya başlayacağınız çatlak kremleri de kesin sonuç değildir. Aslına bakarsanız cildin yapısıyla ilgilidir. Bazı kadınlar 20 kilo alsalar da çatlak oluşmaz; bazıları 9 kilo aldıkları hamileliklerinden sayısız çatlakla çıkarlar. Yine de siz bol bol nemlendirmeyi ihmal etmeyin.
Sorma işte. Ya 2 senelik yoğun ve sıkıntılı bir sürecin sonucuysa bu hamilelik. Bu merak niye? Bu sorulara verilecek olan cevapların insana nasıl bir getirisi olabilir, bir türlü çözemiyorum.
Sormayın, sormayın. Amaç ne? Kısırsın sen etiketi mi yapıştırmak derdiniz?
Teşekkür ederim, çok moral verdin.
Bunu o kadar çok duydum ki ben. Hamilelik en kolay dönemdi üstelik. Son bir iki hafta sıkılıyorsunuz gerçekten de fakat bu kurtulmak isteyeceğiniz bir şey değil, elbette sağlıklı ve rahat bir hamilelik geçiriyorsanız.
Gen haritası da çıkarsın bari bunu soran da hep beraber ne neymiş öğrenelim.
Yakın dostlar istemez ve sormaz bile bunu. Anne adayı, arkadaşının elini tutar ve ‘bak burada, hissediyor musun?’ der. Bazı dış kapının mandalları da dan diye sorarlar. Hayır desen olmaz ama ellemesini de istemiyorsundur.
Amaçsız, ortalığı karıştırmak için sorulmuş sorular.
Üzülmez normal olan kimse zaten. Önce sağlıklı olsun. Oturup dua etmeli sağlıklı bebek dünyaya getirmek için.
Cevabı üstte. Daha iyisi yok
Bu soruya verilecek olan ‘hayır, tek bebek’ cevabıyla soruyu soran ne hisseder bilmem ama yarım dünya şeklinde gezen anne adayının sinirleri iyice bozulur. Dikkat edin kafa atabilir.
Allah allah… normal yollardan da ikiz sahibi olunabilir. Ya da evet, tüp bebek. Rencide etmeye çalışmaktan başka bir şey değil bunu sormak. Rencide olunacak bir şey var mı? YOK. Modern tıbbın nimetlerinden biri aşılama ve tüp bebek. Eskiden belki de hala kırsal kesimlerde kadınlar, hamile kalamadıkları için kapının önüne konuyormuş hatta intihar vakaları bile görülüyormuş. İyi ki var şu tedaviler.
Bilmem. Düşünmedim hiç. Kafam çalışmıyor. Doktor kontrolünde hamileliğini geçiren, konuyla ilgili biraz kitap okuyan internette gezinen her anne adayı ne yiyip içmesi gerektiğini, hangi besinlerden uzak durması gerektiğini bilir. Ukalalık yapmayalım lütfen.
Rahatlatacağına daha da korkut. İyi böyle gerçekten de. Bir kıskançlık mı var bunlarda? Bulundukları iyi dileklerde de samimi olduklarını düşünmüyorum. Ben çektim, herkes çeksin kıvamında insanlardan uzak durmalı her an.
Ya işte böyle meraklıyız. Hamile kalmadan çook önce yani bayağı gençken bu sorulardan bir kısmını sormuşumdur ben de. Ancak benim en çok sinirlendiğim başından hamilelik geçmiş kadınların bu soruları sorması. Bir çoğu can acıtıcı. Düşük var mı veya tedaviyle mi oldu diye sormak bence oldukça saygısızca bir soru. Anne adayı isterse anlatır.
Yanlış mı düşünüyorum?
SlingoMOM.com